Taşpınar
  SAMSUN-TERME
 

SAMSUN-TERME'NİN TARİHİ

    Terme Belediyesi ile ilgili araştırmalar çok eskilere inememektedir. Bunun en önemli sebebi düzenli bir arşiv geleneğinin olmamasıdır. Bu bölümde Belediye hizmetlerinin tarihçelerinden bahsederken, ilgi çekici kararlar da nakledilecektir. Bu hizmetler içinde ilçenin sosyal ve iktisadi hayatında büyük değişiklikler yapan aydınlanma, su işleri, köprü tamiratları ve yeni köprü yapımı başta gelir.

      Terme evvelce küçük bir kasaba görünümünde, yaz aylarında halkın yaylalara gitmesiyle daha da tenhalaşan, günlük hayatı erken biten yerleşim merkeziydi. Meskenler ve işyerleri gaz lambasıyla aydınlanıyordu. Şehrin genel bir aydınlatma teşkilatı yoktu. Bu ihtiyacı gidermek için belli yerlerdeki ağaçtan direklere asılmak üzere 4 tane lüks lamba belediyece alınmış ve bunların yakılması ve temizlenmesi için 31.12.1936 tarih ve 40 no’lu Belediye Meclisi kararıyla Belediye tahsildarı A. Ertürk Ocak ayından itibaren 5 lira  aylıkla görevlendirilmişti.

     Fakat anlaşılıyor ki ağaç direklerdeki bu lambalar çok kolay kırılıp, tahriboldu. Daha sonra alınan 2 lüks lambasıyla beraber 6 lüks lambasının demir direklere asılması kararlaştırılmıştır. Bununla ilgili 12.12.1936 tarih ve 173 no’lu encümen kararı şöyledir;  “Kasabayı aydınlatmak için alınan 6 lüks lambasının ağaç direkler üzerinde intizamsız asılı kalması hem çirkin manzara vereceği düşünülmekte olduğundan demir direklere asılması ve bu direklerin kuvvetli olması için betonla kaynatılması ve lambaların makinalı telle asılmasına ve bu eksiklerin alınması için yapılacak sarfiyatın keşif ve faturaya müstenit evrakı sarfıye ile yapılması ve eksiklerin pazarlık suretiyle ve encümen üyesinden Nedim Katar’a bu işler için 300 liraya kadar avans verilmesine karar verildi.”

     1961 yılında ilçeye elektrik geldiğini görüyoruz. Samsun’da yayınlanmakta olan mahalli “Ali Baba” gazetesinin ikinci sayfasında (27 Mart 1951) Terme Belediye Başkanlığı’nın da bir ilanı makinist arandığını  bildiriyor.

          İlanda şöyle deniyor:

          1-Belediyemiz elektrik fabrikası için aylık 230 liraya ücretle imtihanla bir makinist  alınacaktır.

2- İmtihan günü 30.3.1951 Cuma günüdür. Talip olanların makinistliğe dair olan ehliyet belgeleriyle birlikte Belediye riyasetine müracaatları lüzumu ilân olunur”. (Makinist Ömer Kaptanoğlu bu görevde TL. aylıkla çalıştığını belirtmektedir.)

        Ayrıca bu ilan bir ön yazıya eklenerek Ünye ve Çarşamba Belediye Reisliklerine gönderilmiş ve bu zabıtla Terme Belediye Başkanlığı’na bildirilmesi istenmiştir.

        Bu ilan üzerine müracaat ederek, Terme elektrik şebekesinin ilk makinisti olan Ömer Kaptanoğlu bugünleri şöyle anlatıyor; “1950’de gelen elektrik santralı, 1951’de faaliyete geçti. Biri gece, biri gündüz çalışan iki motor vardı. O zamanlar az bir abone miktarı vardı. Abone miktarı motorun yakıtını bile temin etmiyordu. Onun için muayyen zamanlarda çalışır, elektrik şebekeye verilir ve gece hayatına ayarlanır, stop edilirdi. Sonra bu tadı görenler bilenler ağır, ağır abone oldular ve aboneler normal hale geldi. Bunun üzerine ikinci bir Bleckston marka, 140 beygir gücünde bir grup daha ilâve edildi. Sabahları saat 8’den, gece 12’ye kadar cereyan devam etmiştir. Sonra nüfusun artması, kısmen sanayi elektrik işini tekrar kıyafetsiz bırakınca 340’lık büyük takatta bir Bleckston grubu daha alındı. Muntazam bir işletme haline geldikten sonra baraj elektrikleri gelince motorlar yedek parçayla beraber birer, birer satıldılar. Büyük motor Adıyaman  bölgesine satıldı. Küçük M.A.N. motoru da Çarşambalılar aldı. 

       İlk zamanlar 7 abone vardı.Daha sonra umumi yerler abone edilince 20-22 abone oldu. İlk elektrik fabrikası da şimdiki itfaiyenin arkasındaki, küçük sarı bina idi. 

       Elektrik fabrikasında usulen bir program vardı. Bir elektrikçi bir makinist muavini, bir yağcı vardı. Benimle beraber dört kişiydik. Gece, gündüz çalışırdık.”

       Terme elektrik şebekesi 1.10.1970’de TEK’e bağlandı. Elektrik şebekesinin ve aydınlanma hizmetinin gelişimini şöyle izleyebiliriz;

   Mart-1962                Mart-1972                  Mart-1982

                    

-----------------              --------------            -------------- 

Mesken  Abonesi  549       1212                      3255

Ticarethane          178       324                      1088

Resmi Daire          23         31                          54

Küçük Sanayii        9         110                          97

Müteferrik             9          22                          35

Sokak aydınlanma  1          1                            1

Kampanya ve Şantiye  --    --                            6

TOPLAM               799      1700                     4536

Terme’ye su şebekesi de 1959’da geldi; 1956’da yapılan şebekenin inşaatı 1959’da kesin teslim alındı. Bu su Kocamandan geliyordu. O zamana kadar ilçenin su ihtiyacı ırmaktan gideriliyordu. Kirliydi tabiî. Büyük kaplarda suyu dinlendirmek gerekiyordu. Kuyu suları da ihtiyaç gideriyordu ama çok kireçli olduğundan içilemiyordu. Sarayköy’den ve Çangeriş’ten tenekelerle su getirilirdi. Bunlar tenekesi 50 kuruştan satılırdı.

Su ihalesi yapılıp da, düzenli bir su şebekesi kurulmaya başlandığında ilgi az oldu. Belediye o zamanlar bol çeşmeler yaptırmıştı. İlk abone miktarı da ancak 100 civarında idi. Daha sonraları bu çeşmeler teker teker kapatıldı.

1970’de Çardak köyü su inşaatının kesin teslimi yapıldı. Fakat bu su içilemediğinden iptal edildi. Hâlen içilen Kocaman  ve Köybucağı sularıdır...

Irmak yatağı henüz yarılmadığında düzensiz bir akışı vardı. Bilhassa ilkbaharda yağışlarla beraber ırmak taşar, etrafını sular altında bırakır ekili, dikili araziyi harap ederdi.

Bazı defalar köprüyü de götürürdü. Bu eski ağaç köprü şehrin iki tarafını birbirine bağlayan tek ulaşım yoluydu. Beş ayak üzerine kurulu, kenarları ağaç parmaklıklı idi. Ayaklar ağaç direklerle sağlamlaştırılmıştı.

Her sel felâketinden sonra köprünün tamiratı bir mesele olmaktadır. Bu işe köylü vatandaşlar da, ağaç getirerek yardımcı olurlardı. Böyle bir tahribattan sonra 1934 yılında köprü yine tâmir edilmişti; 30.5.1934 tarih ve 76 no’lu Belediye Meclisi toplantısında köprü  tamirinin gecikmemesi, gerekli olan paranın hazır bulundurulması, parasızlığın tamiratı engellememesinin karar altına alındığını görüyoruz. Vilâyetin de bu hususta, Belediyeye bir telgraf emri olduğu anlaşılıyor. Yukarıda belirtilen toplantıda bu telgraf okunmuştur.

Bunun üzerine Belediye kalfası Mustafa Usta keşfi yapılmasıyla ve tamirden sonra köprüyü Belediye adına teslim almakla görevlendiriliyor.

Köprünün tamiratı Evci köyünden Recep Usta tarafından yapılıyordu. Bu tamirat sırasında çeşitli köylerden ağaç direk getiren köylüler de olur. Bunlarla ve onların maruz kaldığı bazı zararların ödenmesiyle ilgili iki Belediye Meclis kararı şöyledir :

 “a- Karar tarihi : 17.9.1934

Sıra No       : 11”

Üskütü  Köyü’nden Rasim oğlu Hasanın, köprü için Belediyeye yardım olmak üzere Limandere Köyü’ndeki ağaçlardan diğer köylülerle nakliyat yapar iken araba ve tekerinin işe yaramayacak kadar parçalandığı ve öküzünün boynuzu kırıldığı ve bu suretle 8 liralık bir zarar gördüğü Üskütü Köyü İhtiyar Heyetinin 8.9.1934 tarihli ilmühaberinden ve ayrıca tahkikten anlaşılmış olup, zarar gören Hasan’ın 2 lirasını Belediye lehine feragatle kendisine   6 lira ödenmesine karar verilmiştir....”

 “b- Karar tarihi : 13.11.1934

Sıra No       : 20”   

Belediyeye yardımcı olmak için köyünden ağaç getirmekte iken, Evci köyünden Nuri oğlu Temel ile Seyit oğlu Seyidin arabalarının kırıldığı ve bu yüzden 9 lira zarara uğradığı köy İhtiyar Heyetinin vermiş olduğu şahadetnameden anlaşıldığından, Belediyece 3 lira düşülerek 6 lira verilmesi kararlaştırılmıştır.”

Köprünün bu tamiratı sırasında ulaşımı aksatmamak için cami yanında yayalar için geçici, dar bir köprü yapılmıştır. Tamiratta olan köprünün üzerinden, tamir işleri sürerken geçmek yasaktı ve tehlikeliydi. Fakat bazı yayaların bu yasağa uymadıkları anlaşılıyor. Nitekim bu durum zabıtıça ve köprüyü yapan Recep ustanın ihbarından anlaşılıyor ve belediye meclisinin 17.10.1934 tarih ve 14 sıra no lu kararıyla bu yasağa uymayıp, köprüden geçenlerden birinci defada 1  lira, ikinci defada 3 lira para cezası alınmasına karar veriliyor.

Yıl sonuna doğru köprünün tamiratı bitiyor. Fakat inşaatı vilayet tarafından kontrole gelen fen memuru Suphi Bey’in gösterdiği lüzum üzerine, köprüye bir ayak daha ilave edilmesi kararlaştırılır. Bunun için 10 adet 9 m. boyunda meşe direği ve bu ayakların iki tarafına 8 metreden 4 adet çaprazlık tezgah ağaçlarının temini Evci köyünden Mukayıt oğlu Hüseyin Efendi ile Uzun Hasanoğlu  Recep Usta’ya, 65 liraya pazarlıkla verildi. Ayrıca tezgahın yapılıp, çakılması işi de 95 liraya Reçep Usta’ya veriliyor.

Bu dar ağaç köprü zamanla gelişen ilçenin ulaşım ihtiyacına kafi gelmemeye başladı. Bunun üzerine daha sağlam, sellere dayanıklı beton bir köprü yapmak ihtiyacı doğdu.

Bu yeni köprü 1936 da yapılmaya başlandı. Müteahhidi Giritli Hasan Bey idi. Köprünün boyu 59 m dir.

Köprü, geniş iki beton ayak üzerine kuruludur. Köprü İnşaatı için ırmak yatağında yapılan hafriyat sırasında pek çok artık eşya, bu arada fişek ve gülle parçaları çıkmıştır. Kazıldıkça sazlık yatağı ortaya çıkmıştır. Bu duruma göre ırmağın eskilerden çok derin olduğuna kanaat getirilebilir. Nitekim köprü ayaklarının sağlam zemine oturması için 8-9 m. derinliğe inilmiştir. Köprü ayakları da derin, demir kazık perdelerle emniyete alınmıştır.

Bugün hala köprü ayaklarını çevreleyen, birbirine geçme olan bu demir perdeler, Almanya dan getirtilmiştir. Her biri 8 m. derinliğe inmektedir. Üstte görülen kısmı ise 1-1.5 m. kadardır.Bunlar 1.5 tonluk tokmaklarla çakılmıştır. Bu çakmalar sırasında çevre evler, sarsıntıdan zarar görmemesi için boşaltılmıştı.

Bu inşaat iki sene sonra bitti. Köprü gövdesinde bulunan kitabede köprünün adı ve tarihi şöyle belirtilmiştir; “Terme Köprüsü 1936-1938” Daha sonraki yıllarda köprü yaya geçitleri, iki yandan da bir miktar genişletilmiştir.

Bugün ise Belediyenin gayretleri ve iller bankasının ekonomik desteği sonucu Terme tam bir köprüler cenneti olmuş ve ırmağın her iki yakası yedi adet köprü ile birbirine bağlanmıştır.

Günümüzde Terme’nin alt yapısı % 75 değişti ve istenilen, arzu edilen bir alt yapıya kavuştu. İlçe artık büyük bir hızla gelişmekte ve bu gelişimini sahil bölgesine doğru yayarak, aslında kendi parlak geleceğini yakınlaştırmaktadır.

Şehir olarak yerleşim bilinci ve şehirde yaşama kültürü yavaş yavaş oluştu. Bugün çevre il ve ilçelerde aradığımız sosyal ve kültürel ortam, artık ilçemizde de mevcut olmaya başlamıştır. Bu gelişmeleri örneklerle şöyle sayabiliriz:

İlk etapta, kendi Belediye Sarayı’mızı ve şehri bütünleyen geniş bir meydanımız oluştu.

Merkezdeki ulaşımı tam anlamıyla sağlayamayan köprü yanına bir köprü daha ilave ile merkezi ulaşım rahatlattırıldı. Genellikle Terme Çayı kenarına yerleşmiş olan halkımızın karşılıklı olarak birbirlerine ulaşabilmelerini sağlamak için Terme Çayı üzerine dengeli bir şekilde üç adet yaya ve hafif araç köprüsü yapıldı. 

Şehrin liseler bölgesi yerleşime açık değildi. Bu alanda yapılan çalışmalar ile şehrin bir yönü daha canlılık kazandı. İlçemiz kültürel değerlerinin geliştirilmesi ve faaliyetlerle arttırılarak kültürel yönden de kalkınmışlığını temin için Yüksek Okul açılmasına öncülük edildi.

        Nihayetinde de Yüksekokul açıldı.Yüksekokulun ilçemize olan katkısı herkes tarafından görüldü. Bu amaçla bir adım daha ileri atarak Fen-Edebiyat Fakültesi veya dengi bir Yüksekokulun daha ilçemize kazandırılması gayesi ile Yalı Mahallesi Balıkçı Barınağı mevkiinde, sahile nazır elli dönüm arazi, 19 Mayıs Üniversitesi’ne tahsis edildi. Bu alan, Karadeniz’de, 19 Mayıs Üniversitesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden sonra Yüksekokulu bulunan araziler içinde üçüncü büyüklük ölçüsündeki arazidir. Bunun ileride ilçemize kültür açısından çok büyük katkılar sağlayacağı aşikârdır.

 
  Bugün 5 ziyaretçikişi burdaydı!
 
 
ISITAN--(Taşpınaronline.tr.gg)--TÜM HAKLARI ISITANONLİNE GRUBUN'DA SAKLIDIR. Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol